Agile dönüşüm yolculuğunun başından itibaren en çok duyulan kelimelerden birisi de kendi kendine organize takım veya ingilizce türkçe karışımı ile de self organize takım. Bu ifade bazı takımlarda yanlış anlaşıldığını gözlemliyorum. Artık özgür bir takımız herşeye biz karar veririz yaklaşımı içinde olan takımlar görüyorum. Hatta bunu biraz daha ileriye götürerek özgülük patlaması içinde olan takımlar oluyor. Takımlar yöneticileri ile olan iletişim kesebiliyor, yönetici de nasıl davranacağını bilmediğinden takımdan bihaber olabiliyor.
Peki kendi kendine organize takım böyle mi olmalıdır? Bu konuyu netleştirelim.
Self Organization ifadesi Hirotaka Takeuchi ve Ikujiro Nonaka tarafından yazılan Scrum’ın da tohumlarını oluşturan The New New Product Development Game makalesinde geçiyor.
3 başlıkla self organizasayon ifadesini açıklamışlar.
Özerklik (Autonomy): Üst yönetimin verdiği vizyon doğrultusunda takım hedefe nasıl ulaşacağını bulur ve uygular. Görüldüğü üzere özgürlük patlamasına sebep olacak veya biz ne dersek yaparız diye bir durum yok. Üst yönetim kurumun nasıl bir vizyon ile ilerleyeceğini belirliyor, takımlar ise bu vizyon doğrultusunda hareket ediyor.
Sınırları Aşma İsteği (Self-transcendence): Takım hedef doğrultusunda sınırı belirlediği gibi sınırı daha üst seviyeye çıkarmak için de çaba göstermelidir.
Çapraz Aşılama (Cross-fertilization): Takım yetkinlikleri ve yaklaşımları açısından farklı bireylerden oluşmaktadır. Kendi kendine organize olan takımlar farklılıklarıyla birbirini besliyor olmalıdır.
Kendi kendine organize takımlar kurumun vizyonu doğrultusunda belirlenen hedeflere ulaşmak için gereken aksiyonları belirleyip hayata geçirmektedir. Takım üyeleri birbirini geliştirerek yetkinliklerini artırdıkları gibi kendilerini zorlayarak da sınırlarını aşmak için çaba gösterirler.