Agile dönüşümlerinin başında birçok eğitim, workshop’lar düzenleniyor. Agile’ın birçok faydasından, Waterfall yönteme göre büyük avantajları olduğu ile ilgili hem genel geribildirimler hem de sayısal verilerden bahsediliyor. Bu dönüşüm içinde yer alanların Agile dönüşümle birlikte hayatlarının tamamen değişeceği, artık waterfall ile yazılım geliştirirken yaşanan sıkıntıların hiç birini yaşamayacakları beklentisi oluşuyor.
Bu beklenti ile başlayan dönüşümde yaşanan ilk sıkıntıda Agile’dan beklentileri karşılamadığı düşüncesi ile çok hızlı demotive olunabiliyor. Bu sebeple bu dönüşümü yönlendiren rollerin söylemlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Agile’ın sihirli bir değnek olduğu bir anda herşey çok iyi olacak algısının oluşturulmaması gerekiyor.
Her dönüşüm kendisi ile birlikte farklı sıkıntılarla gelecektir. Özellikle geçiş döneminde birçok sıkıntı yaşanması muhtemel. Herşeyden önemli Agile bir düşünce biçimidir, düşünce biçiminin, alışkanlıkların bir anda değişmesi mümkün değildir.
Doğal olarak uzun bir süredir tecrübe edilen bir yöntemden farklı bir yönteme geçilirken en doğru bildiğimizle karşılaştırmaya başlıyoruz. Daha önce yaptığımız ve faydasını gördüğümüz bir aktivitenin karşılığını Agile’da göremediğimiz durumda bu alışkanlıkları değiştirmek daha da zor oluyor.
Agile dönüşümü yönlendiren rollerin bu aşamada ihtiyacı net olarak anlaması ve yönlendirmesi gerekir. Çözüm bulmadan engellenmesi durumunda Agile konusunda demotive çalışanlar oluşmasına sebep olabilir.
Agile dönüşüm ile birlikte bazı sıkıntılar da görünür hale geliyor, daha önce gündemimizde dahi olmayan kabullenilmiş bazı sorunlar görünür hale geliyor, sanki Agile ile birlikte oluşmuş düşüncesi oluşabiliyor.
Agile dönüşümle kurumlar daha verimli, daha iş değeri odaklı çalışıyor. Fakat tozpembe bir dünyadan da bahsedilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Agile sihirli bir değnek değil. Doğru bir şekilde yapılacak yönlendirmeler, sabır ve zamanla büyük başarılar elde edilebilir.